Sınai Mülkiyet Kanunu – Genel Gerekçe
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı özel bütçeli bir kamu kurumu olan Türk Patent Enstitüsü (TPE), Avrupa Birliği (AB) ile yapılan gümrük birliği anlaşması hazırlık sürecinde, birlikle ekonomik ve ticari uyumun sağlanması bağlamında ve ülkemizde marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ve entegre devre topografyaları gibi sınai mülkiyet haklarının korunması, bu haklara ilişkin toplumdaki bilgi ve farkındalık düzeyinin artırılması amacıyla 544 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 1994 yılında kurulmuştur. Bir yıl sonra yürürlüğe konulan patent ve faydalı modele ilişkin 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, tasarımlara ilişkin 554 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, coğrafi işaretlere ilişkin 555 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile markalara ilişkin 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname yayımlanarak, bu hakların söz konusu kanun hükmünde kararnameler kapsamında korunması sağlanmıştır. TPE’nin kuruluşuna ilişkin 544 sayılı Kanun Hükmünde Kararname değiştirilerek 5000 sayılı Enstitü kuruluş kanunu 2003 tarihinde yasalaştırılmıştır. Entegre devre topografyalarına ilişkin 5147 sayılı Kanunun 2004 yılında yürürlüğe girmesiyle sınai mülkiyet haklarına ilişkin düzenlemeler tamamlanmıştır. Bu kanuni düzenlemeler dışında Kanun Hükmünde Kararnamelerde 2004 ve 2009 yıllarında değişiklikler yapılmıştır.
Türkiye’nin ekonomik gelişimine paralel olarak sınai mülkiyet hakları alanında da önemli gelişmeler olmuş, başta patent, marka ve tasarım olmak üzere başvurularda çok önemli artışlar yaşanmıştır. Enstitünün artan iş hacmine bağlı olarak insan kaynağının geliştirilmesine önem verilerek güçlü bir insan kaynağı kapasitesi oluşturulmuştur. Patent başvurularının araştırma ve inceleme ihtiyaçları 2005 yılı öncesi bütünüyle yurtdışından karşılanırken, 2005 yılından itibaren Enstitüde de yapılmaya başlanmış, 2016 yılı sonu itibarıyla ise patent araştırma ve incelemesinin tamamının Enstitüde yapılması planlanmıştır.
Diğer taraftan, Enstitünün Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO) nezdinde uluslararası araştırma ve inceleme otoritesi olması için 2016 Mart ayı içinde başvuru yapılmış olup Güney Kore ve İspanya ulusal ofislerinin denetiminde çalışmalar yürütülmektedir. Bu kapsamda başvurunun 2016 yılı içinde WIPO Genel Kurulunda ele alınarak kabul edilmesi beklenmektedir. Bu sayede, Enstitüye yapılmış patent başvuruları araştırma ve inceleme yapılması için yurtdışına gönderilmeyeceği gibi çevre ülkelerden yapılacak araştırma ve inceleme talepleri Enstitü tarafından karşılanacaktır. Böylece, yurtdışına çıkacak maddi değerlerin yurtiçinde kalması ve yurtdışından yapılacak başvurular yoluyla kamu kaynaklarının artırılması sağlanacaktır.
Sınai mülkiyet haklarına ilişkin düzenlemelerin kanun hükmünde kararnamelerle yapılmış olmasının taşıdığı riskler, 2008 ve 2014 yıllarında Anayasa Mahkemesinin; “Gayri maddi mallar kapsamında bulunan fikri ve sınai mülkiyet haklarının Anayasanın ikinci kısmının Kişinin Hakları ve Ödevleri başlıklı ikinci bölümünün 35 inci maddesinde yer alan mülkiyet haklarından olduğu, Anayasanın 91 inci maddesinin birinci fıkrasında ise sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ve dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevlerin kanım hükmünde kararnamelerle düzenlenemeyeceğinin belirtildiği” gerekçesiyle marka, tasarım, patent ve coğrafi işarete ilişkin kanun hükmünde kararnamelerin bazı maddelerini iptal etmesiyle ortaya çıkmıştır. Sınai mülkiyet hakları alanında söz konusu olabilecek muhtemel iptaller nedeniyle ortaya çıkabilecek sorunların ve hak kayıplarının ortadan kaldırılması ihtiyacı, kanun hükmünde kararnamelerin bir an önce kanunlaşmasını gerekli kılmıştır.
Sınai mülkiyet haklarının kanunla düzenlenme ihtiyacı yanında, uluslararası sözleşmeler ve AB mevzuatıyla uyumun arttırılması ve daha nitelikli ve etkin işleyen çağdaş bir sınai mülkiyet sistemine geçişin sağlanması için mevcut sistemin revize edilmesi gereği ortaya çıkmıştır. Bu çerçevede, marka, coğrafi işaret, tasarım, patent ve faydalı model haklarına ilişkin önemli yenilikler getiren düzenlemeler yapılmış, mevcut sistemde yer almayan geleneksel ürün adı koruması sisteme dahil edilmiştir.
Kanunun Birinci Kitabında marka hakkına ilişkin düzenleme yapılmış, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin önemli bir kısmı değiştirilmeden alınmıştır. Tescilli markaların piyasada daha etkin olarak kullanımını sağlamak ve kullanılması düşünülmeyen mal ve hizmetler için marka tescil talebinde bulunulmasının önüne geçmek amacıyla yayıma itiraz eden taraftan kullanıma ilişkin bilgi ve belgeler sunulmasının talep edilmesini sağlayan bir düzenleme getirilmesiyle markaların kullanımının özendirilmesi, AB düzenlemesine paralel olarak yedi yıl sonra yürürlüğe girmek üzere markalara idari iptal getirilmesi, marka tescil süreçlerinin kısaltılması, Markaların Uluslararası Tesciline İlişkin Madrid Protokolü hükümleri uyarınca yapılan başvuruların inceleme usullerine ilişkin düzenleme getirilmesi, başvuru sahiplerinin piyasada birlikte varolma yönünde ortaya koydukları iradenin korunması amacıyla, önceki marka sahibinin başvurunun tesciline açıkça muvafakat ettiğini gösteren noter onaylı muvafakatnamenin Enstitüye sunulması halinde başvurunun reddedilemeyeceğine ilişkin düzenleme getirilmesi, marka hakkına ilişkin getirilen önemli yeniliklerdir.
Kanunun İkinci Kitabında coğrafi işaret hakkı, geleneksel ürün adı hakkı ile birlikte düzenlenmiştir. Bu kapsamda; geleneksel ürün adının tescil yoluyla korunmasına ilişkin düzenleme getirilmesi, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı başvurularının Bültende yayımlanması suretiyle tescil maliyetinin büyük kısmını oluşturan ilan ücretlerinin ortadan kaldırılması, ilan süresinin altı aydan üç aya indirilmesiyle tescil sürecinin kısaltılması, Enstitü kararlarına itiraz imkânı getirilmesi, coğrafi işaretli ürünlerin denetimine ilişkin rapor sunma sıklığının on yıldan iki yıla indirilmesiyle denetimin etkin hale getirilmesi, denetim raporu sunulmamasının yaptırıma bağlanması, coğrafi işaret ile birlikte kullanılacak ambleme ilişkin düzenleme yapılması, bilimsel ve teknolojik gelişmeler, üretimde yeni metotların geliştirilmesi, iklim değişikliği gibi nedenlerle ürün özelliklerinde meydana gelebilecek değişikliklerin sicile kaydedilebilmesine imkân veren düzenleme yapılması, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı haklarına ilişkin önemli yeniliklerdir.
Kanunun Üçüncü Kitabında tasarım hakkı düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile, mevcut sisteme ilave olarak; 554 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili mevzuattaki “endüstriyel tasarımlar” ifadesinin “tasarımlar” ifadesine değiştirilmesiyle her türlü tasarımın koruma kapsamına alınması, kamu düzeni veya genel ahlaka aykırı tasarımların resen reddedilmesine ilişkin düzenleme getirilmesi, özgün tasarımların tescil yoluyla koruma altına alınması amacıyla yeni olmadığı anlaşılan tasarım başvurularının resen reddedilmesine yönelik hüküm getirilmesi, yayımlanmış tasarım tescillerine ilişkin altı aylık ilan süresinin üç aya indirilmesi ile tescil sürecinin kısaltılması, AB mevzuatıyla uyumlu olarak birleşik ürünün görünmeyen parçalarının tasarım korumasının kapsamı dışına çıkarılmasıyla, oluşan hak kayıplarının önlenmesi, birleşik ürünün onarım amacıyla kullanımındaki üç yıllık korumaya Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının yayımlayacağı liste ile istisna getirilmesi, tescilsiz tasarımlara üç yıllık koruma getirilerek piyasa oluşan karmaşanın önüne geçilmesi ve üniversite öğretim elemanlarının tasarımlarının tasarım hakkı sahipliğinin üniversitelere bırakılması ve tasarımın ticarileştirilmesinden elde edilen gelirin en az yansının tasarımı yapan öğretim elemanına ait olması, tasarım hakkı kapsamında getirilen önemli yeniliklerdir.
Kanunun Dördüncü Kitabında, hak sahiplerine etkin koruma sağlamayan incelemesiz patent sistemi kaldırılmış ve faydalı model başvurularına araştırma raporu düzenleme zorunluluğu getirilmiştir. Ayrıca, patent verilme süreçleri basitleştirilerek ve hızlandırılarak uygulamada karşılaşılan sorunların giderilmesi amacıyla düzenlemeler yapılmıştır. Patent ve faydalı model hakkına ilişkin yeniliklerden biri de üniversitelerdeki mevcut buluş potansiyelinin ortaya çıkarılması ve patent yoluyla üniversitelerin kurumsal altyapısı kullanılarak buluşların ekonomiye kazandırılması amacıyla üniversite mensuplarının buluşlarının hak sahipliğinin yükseköğretim kurumlarına verilmesi ve buluştan elde edilen gelirin en az üçte birinin buluşu yapan öğretim elemanına verilmesidir. İlave olarak, kamu kurum ve kuruluşları tarafından desteklenen projelerde ortaya çıkan buluşların teşvik edilmesi, kamu kurum ve kuruluşları tarafından desteklenen araştırma ve geliştirme çalışmalarına yüksek seviyede katılımın özendirilmesi ve kamu kurum ve kuruluşları ile ticari firmalar arasındaki işbirliğinin teşvik edilmesi amacıyla, söz konusu buluşların hak sahipliğinin projeyi yürüten ve proje kapsamında geliştirilen buluşu ticarileştirme potansiyeli daha yüksek tarafa bırakılmasına ilişkin çerçeve bir düzenleme yapılmıştır. Bunlar dışında, verilen patentlere tescil sonrası altı aylık süreyle itiraz edilebilmesinin sağlanması ve böylece patent verildikten sonra iptal için sadece mahkemeye gidilmesi prosedürünün değiştirilmesi, patent yıllık ücret ödemelerinde sıklıkla yaşanan hak kayıplarının önüne geçilmesi için telafi süresi ve ücreti uygulaması getirilmesi, hakların yeniden tesisine ilişkin düzenleme getirilmesi, patent ve faydalı model haklarına ilişkin diğer önemli yeniliklerdir.
Kanunun Beşinci Kitabında, marka, coğrafi işaret, geleneksel ürün adı, tasarım, patent ve faydalı model haklarına ilişkin ortak hükümler yanında, 5000 sayılı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda önemli değişiklikler getiren düzenlemeler yapılmıştır.
Bu kapsamda; tek bir kanun olarak düzenlenen kanun hükmünde kararnamelerin süreler ve bildirimler, ortak temsilci, hukuki işlemler, sınai mülkiyet hakkına tecavüz, tazminat, yoksun kalman kazanç, hakkın tüketilmesi, dava açılamayacak kişiler, tecavüzün mevcut olmadığına ilişkin dava ve şartları, önceki tarihli hakların etkisi, görevli ve yetkili mahkeme, zamanaşımı, lisans alanın dava açması ve şartları, ihtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbirin niteliği, işlem yetkisi olan kişiler ve tebligat, ücretlere ilişkin hükümler ve hızlı imha prosedürüne ilişkin hükümleri ortak hüküm haline getirilmiş ve bu Kitapta düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerle, suça konu eşyaların depolanmasına ve muhafazasına ilişkin sorunların çözümü kolaylaştırılmış ve Enstitünün tebligat aşamasında yaşadığı sorunları çözmek için tebligatı kolaylaştıracak yeni bir düzenleme getirilmiştir.
Aynı Kitabın diğer hükümler kısmında ise 5000 sayılı Kanun ile bazı kanunlarda değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerle; Marka Uzmanı ve Marka Uzman Yardımcısı ile Patent Uzmanı ve Patent Uzman Yardımcısı kadroları, Sınai Mülkiyet Uzmanı ve Sınai Mülkiyet Uzman Yardımcısı kadrolarına dönüştürülerek, uzmanların farklı birimlerde çalışabilmeleri, yüz Sınai Mülkiyet Uzman Yardımcısı, yüzaltmış Sınai Mülkiyet Uzmanı ve on Avukat kadrosu ihdas edilerek Enstitüsünün idari kapasitesinin geliştirilmesi, Endüstriyel Tasarımlar Dairesi Başkanlığı Tasarımlar Dairesi Başkanlığına dönüştürülerek tasarım kapsamının genişletilmesi, Uluslararası İlişkiler Dairesi Başkanlığı, AB ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığına dönüştürülerek Bakanlıkla uyumun sağlanması, İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığının, Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığına dönüştürülmesi, Enformasyon, Dokümantasyon ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığının, Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı ve Yenilik ve Tanıtım Dairesi Başkanlığı şeklinde iki farklı Daire Başkanlığı olarak yapılandırılmak suretiyle her iki alanda yapılan çalışmaların etkinliğinin artırılması, Strateji Geliştirme Müdürlüğünün, Daire Başkanlığı olarak yapılandırılması suretiyle etkinliğinin artırılması, Coğrafi İşaretler Dairesi Başkanlığı ihdas edilerek, bu alandaki gelişmelerin ve tescil süreçlerinin daha iyi yönetilmesi, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi
Başkanlığı ihdas edilerek Enstitü kararlarına yapılan itirazların değerlendirme ve yönetme süreçlerinin iyileştirilmesi, Fikri Mülkiyet Hakları Eğitim Merkezinin kurulmasıyla telif ve sınai mülkiyet haklarına ilişkin eğitim faaliyetlerinin etkin hale getirilmesi, Marka ve Patent vekilliği meslek kuralları tanımlanarak, disiplin hükümleri getirilerek ve Disiplin Kurulu oluşturularak, vekillik mesleğinin disipline edilmesi ve bu nedenle oluşan hak kayıplarının önlenmesi, yerli sözleşmeli uzman çalıştırılabilmesine ilişkin yetki alınarak artan iş yükünün kolayca karşılanması için piyasada çalışan kişilerin istihdam edilebilmesi amaçlanmıştır.
Bu kısımda ayrıca, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve Türk Ceza Kanununa uyumun sağlanamaması nedeniyle oluşan hukuki boşluk dolayısıyla 1/1/2009 tarihinden önce işlenen suçlara ait suç eşyalarının imhasına ilişkin geçici bir madde düzenlenmiştir.
Kanunun yürürlüğe girmesi ve getirilen yeniliklerin uygulamaya başlaması ile birlikte; sınai mülkiyet haklarını düzenleyen kanun hükmünde kararnamelerin tamamının kanunla düzenlenmesiyle kanun hükmünde kararname hükümlerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilme ihtimalinin getirdiği hukuki belirsizlik ortadan kalkacak, sınai mülkiyet mevzuatının uluslararası uygulamalara ve AB mevzuatına uyumunun artmasıyla Türkiye, yatırımcılar açısından daha cazip ve öngörülebilir hale gelecek, sınai mülkiyet tescil süreçleriyle ilgili uygulamada yaşanan sorunlar büyük ölçüde giderilecek, Fikri Mülkiyet Hakları Eğitim Merkezinin kurulmasıyla fikri mülkiyet haklarına ilişkin eğitim, danışmanlık ve araştırma faaliyetlerinin ulusal ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde daha etkin yürütülmesi ve başta mahkemeler, tescil kuruluşları ve diğer fikri mülkiyet paydaşlarının daha nitelikli insan gücüne kavuşması sağlanacaktır.
Marka olabilecek işaretlere ilişkin düzenlemeyle, özellikle yeni marka türlerinin tesciline imkân sağlanacak, marka başvurularının ilan süresi üç aydan iki aya indirilerek tescil süresi kısaltılacak ve hak sahiplerinin marka tescilinden doğan haklarını daha kısa sürede elde etmeleri sağlanacaktır. Markanın yayımına itirazlarda; başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden markasını kullandığına ilişkin bilgi veya belge istenerek, tescilli markaların piyasada daha etkin bir şekilde kullanılması sağlanacak, bu sayede tescil edilen ancak piyasada kullanılmayan markaların, yeni girişimcilerin önünü kesmesi engellenecek, ilave olarak itiraz mekanizmasının amacı dışında kullanılmasının önüne geçilecektir.
Coğrafi işaret başvurularının ilan süresi altı aydan üç aya indirilerek tescil süresi üç ay kısaltılacak, coğrafi işaret başvurularının Resmi Gazete, yüksek tirajlı ulusal gazete ve yerel gazetede ilan zorunluluğu kaldırılarak Enstitü bülteninde ücretsiz yayımlanmasıyla başvuru sahiplerinin başvuru giderlerinin yaklaşık 5.000 TL ile 8.000 TL arasında azaltılması sağlanacak, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı ile birlikte amblem kullanımının başlamasıyla, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adlarına ilişkin farkındalık ve ilgi artacak, coğrafi işaretlere ilişkin denetim sisteminin daha etkin hale getirilmesiyle tüketicilerin coğrafi işaretli ürünlere olan güveni artacak ve bu sayede söz konusu ürünlere olan talep artacak, bu ürünlerin katma değerinin artmasıyla birlikte ürünlerin ait olduğu bölgelerin ekonomisi gelişecek ve ülkemizin bu ürünlerden elde ettiği gelir artacaktır. Serbest ticaret anlaşmalarında, özellikle coğrafi işaretler ve bazı geleneksel ürün adları taraflara müzakere imtiyazı sağlayacak ve bu durum etkin koruma sistemine sahip olan ülkemizin saygınlığını artırarak sosyal, ekonomik ve ticari hayatta güç kazandıracaktır.
Tasarım tescil süreçlerinin basitleştirilmesi ve kısaltılmasıyla özellikle tekstil ve mobilya gibi sektörlerde çok hızlı bir şekilde ticarileşebilen tasarımların hak sahiplerinin tasarım tescilinden doğan haklarını daha kısa sürede elde etmeleri sağlanacaktır. Ayrıca, yenilik incelemesi sayesinde daha nitelikli ve özgün tasarımların tescil edilmesinin yolu açılacaktır. Eşdeğer parçalarda üç yıllık korumaya istisna getirilmesiyle bu parçaların üretildiği eşdeğer parça sanayisinin gelişmesine katkı sağlanarak tüketicilerin bu ürünlere daha ucuz bir şekilde erişimi sağlanacaktır. Tescilsiz tasarımlara üç yıllık koruma süresi getirilerek, piyasada tescilsiz tasarımlar sebebiyle oluşan karmaşanın önüne geçilmiş olacak, uzun süreli koruma ihtiyacı duyan tasarım sahiplerinin bir yıl içinde tescilsiz tasarımlarını tescil ettirmelerine imkân sağlanmış olacaktır.
Patent verilme süreçlerinin basitleştirilmesi ve kısaltılması ile patent tescil süresi 17 ila 42 aydan 7 ila 27 aya inecek, incelemesiz patent sisteminin kaldırılması ve faydalı model için araştırma raporu zorunluluğu getirilmesi, daha nitelikli patent sistemine geçişi sağlayacak ve piyasada oluşan anlaşmazlıkları büyük ölçüde ortadan kaldıracaktır. Patent tescil sürecinde verilen sürelere uyulamaması durumunda kaybolan hakların yeniden tesisiyle, özellikle ilk kez patent başvurusu yapan şahıs ve KOBİ’lerin muhtemel hak kayıplarının önüne geçilecektir. Patentlere tescil sonrası itiraz uygulamasıyla, daha nitelikli buluşlara patent verilmesi sağlanacak ve mahkemeler nezdinde açılan patent hükümsüzlük davalarının sayısının azalması sağlanacaktır. Üniversite mensupları tarafından gerçekleştirilen buluşların hak sahipliğinin üniversitelere verilmesi sayesinde üniversitelerdeki buluş potansiyeli ortaya çıkarılacak ve buluşların daha kolay bir şekilde ekonomiye kazandırılması ve bu yolla elde edilen gelirin en az üçte birinin öğretim elemanına verilmesiyle akademisyenlerin buluş yapma faaliyeti özendirilecektir. Kamu kaynaklı projeler sonucunda ortaya çıkan buluşların hak sahipliğinin buluşu yapan tarafa verilmesiyle buluşların daha kolay ticarileşmesi sağlanmış olacaktır.
Bunlar yanında, ücretlerin ödendiğine ilişkin belge sunulması yerine ödemeye ilişkin bilginin sunulmasının yeterli kabul edilmesi ve marka başvurularında vekaletname sunma zorunluluğunun kaldırılmasıyla kırtasiyecilik azaltılacak, coğrafi işaret başvurularının Resmi Gazete, yüksek tirajlı ulusal gazete ve yerel gazetede yerine Enstitünün bülteninde yayımlanması, ilgili kurumlarla yazışma bürokrasisini tamamen ortadan kaldıracaktır.